8 Mart 2011 Salı

Halka açık yerlerde çalınan şarkılar neye göre belirleniyor?


Twitter'da dün birisi Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçında Lady GaGa'nın "Poker Face" şarkısının çalmasını eleştirdi. Benim de aklıma şu soru geldi. Acaba stadyumlarda, basketbol salonlarında veya herhangi bir spor organizasyonunun düzenlendiği yerlerde ne tür müzikler çalınabilir? Tabi ki çalınan müzik spor dalına göre değişiklik gösteriyor. İlk olarak futbol stadyumlarıyla başlayalım..

Bir kere stadyumlarda maçın öncesinde veya devre arasında orada bulunan seyircileri coşturacak, yerinde zıplatacak şarkılar çalman gerekir ki televizyon o sıralar seyirciyi gösterdiğinde elinde bayrağını sallayan ve müthiş keyif alıyor gibi görünen birkaç seyirci yakalasın. Tüm bu saydıklarımın olması için de pop şarkıları yeterlidir bence. Ama burada biraz durmamız gerekiyor. Her pop şarkısı da çalınsın demiyorum. :) Çünkü kimsenin benim yaşadığım kötü tecrübeyi yaşamasını istemem. İzin verirseniz nacizane bir anımı anlatmak istiyorum efenim:

Sezon 2008/2009 sezonu... (Böyle girince de bir garip hisstettim :) ) Soğuk bir İstanbul akşamında babamla birlikte Beşiktaş-Eskişehirspor maçına gitmişiz. O soğukta hangi akıl ile stada 1 saat önceden geldik hala bilmiyorum. Neyse biz eski açıkta yerlerimize oturduk keyifle ve bir yandan -daha o saatte fazla olmamalarına rağmen- kapalının cılız tezahüratlarını dinleyerek çekirdek çıtlatıyoruz.Bir 10 dk. rahat bir şekilde böyle oturduk. Sonra birden hoparlörlerden deneme amaçlı sesler yükselmeye başladı. İşte o anda başladı cehennem azabı.Ve birden (o tezahüratlarla inlemeye alışkın)stad bangır bangır Demet Akalın şarkısıyla inliyordu. Arkasından Serdar Ortaç mı dersiniz, mankenlikten devşirilme şarkıcıların şarkıları mı dersiniz,  stadın denize yakın tarafıyla Yeni Açık'taki hoparlörler arası ses senkronizasyonu sorunu mu dersiniz herşey geldi başımıza. Yanımızdaki seyircilerle birlikte stad yönetimine edilen küfürler eşliğinde maç başlayana kadar dayanmıştık neyse.

Şimdi bu benim yaşadığım olaya bakarak FB-GB maçında çalınan şarkı gayet de güzel  geliyor bana. Kimse sorun etmemeli yani. Beterin beteri var. :)


Gelelim basketbol salonlarına... Bir kere basketbol maçlarında çalınacak en ideal şarkı Usher - More' dur. Zaten NBA'den yola çıkarak basketbolun müziğinin R'nB olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden basketbol salonlarının çok fazla sorunu olmamalı bu konuda. Koy Usher'ı, koy Rihanna'yı, koy Kane West'i gitsin işte. :)


Konuyu sporun dışına çıkarıp biraz da AVM'lerden bahsetmek istiyorum...  Bana göre buralarda istenilen şarkı çalınabilir. Çalınan şarkıları çoğu kişinin takmadığına eminim. Millet alışveriş derdinde, yemek derdinde. :) Şahsen ben AVM'lerde özgün şarkılar çalınmasından yanayım. (Not: Bu arada yazı için AVM resimleri aramak amacıyla Google'da keşfe çıktığımda resmen şok oldum. Türkiye'de ne AVM'ler var arkadaş! :) İstanbul'dakiler, Ankara'dakilerin, Anadolu'dakilerin yanında halt etmiş resmen.)

Ve son olarak şununla bitiriyorum. :) (Sonunda! dediğinizi duyar gibiyim) Bütün bu saydıklarım dışında şehrin işlek caddelerinde her mağazanın bangır bangır ayrı şarkı çalma hastalığı.. En çok da İstiklal Caddesi'nde görüyoruz bunu. Caddede dolaşırken kültür şoku yaşadığımı söylemeliyim. :) Bir dükkanda özgün, kemanlı falan böyle kulağa hoş gelen bir müzik çalıyor, biraz ilerisinde ise Ke$ha'nın o kulağı tırmalayan sesinini duyuyorsunuz. Fena bir şey.

Kısacası eğer büyük bir şehirde yaşıyorsanız müzik her yerde, hayatınızın içinde ama bu bize zorla dinlettirilen müzikler neye göre seçiliyor, nasıl belirlenmeli gibi soruları cevaplandırmak için nacizane görüşlerimi belirttim. :)

Saygılarımla...

Hiç yorum yok: